tag:blogger.com,1999:blog-3510166645578845817.post7272897883476606269..comments2023-09-02T15:44:09.696+03:00Comments on Lordlar Kamarası: Özgüven Meselesiksphttp://www.blogger.com/profile/12154237236963035658noreply@blogger.comBlogger3125tag:blogger.com,1999:blog-3510166645578845817.post-71411577617349738792008-11-09T01:50:00.000+02:002008-11-09T01:50:00.000+02:00eski feriduna gönderme yapmayı da unutmamış feridu...eski feriduna gönderme yapmayı da unutmamış feridun. yazını okumaya sondan başladığım için ilgimi çekti ciğerim teşekkür ederim.onathttps://www.blogger.com/profile/15947355784100797219noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3510166645578845817.post-38216337193821929832008-11-08T15:16:00.000+02:002008-11-08T15:16:00.000+02:00Tesekkür ederim fericim. Senin yorumu da keyifle o...Tesekkür ederim fericim. Senin yorumu da keyifle okudum.Spicolihttps://www.blogger.com/profile/14206333095203549719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-3510166645578845817.post-92202083442861094212008-11-08T11:52:00.000+02:002008-11-08T11:52:00.000+02:00yazının sonunda sorulan soruyla başlayalım.bence k...yazının sonunda sorulan soruyla başlayalım.bence kişiyi bu davranış bozukluğuna iten(evet bunun bir davranış bozukluğu olduğuna inanıyorum)ailesi kadar kişinin kendisi de hatalıdır.çünkü nasıl yetiştirilmiş olursan ol belli bi yaştan sonra yetişkin bi insan gibi düşünmeye başladığında ya da düşünmeye başlamış olman gerektiğinde bu yaptığın anlamsız davranışı sorgulaman gerekir.bi davranışı çocukluk ve ergenliğe geçişte sergilemiş olman onu hayatının geri kalanında sebebini bilmeden,merak etmeden sergilemeni gerektirmez.zira artık sen annenin beslenme çantanı hazırlayarak okula gönderdiği,babanın ödevlerini yapıp yapmadığını kontrol ettiği çocuk değilsindir.ve belli bi saatten sonra(artık kişinin olgunlaşma ya da bi şeyleri sorgulama yaşı kaçsa)''ben küçüklüğümden beri böyleyim,ailem beni böle yetiştirdi ben ne yapayım?''şeklinde kendini savunmaya hakkı yoktur. <BR/> <BR/> bu davranış inceleme yazısında da belirtildiği üzere genelde okul çağında sınav sonraları ayyukaya çıkar.bu kişiler sınavlarının kötü geçtiğini söyleyerek,sınav sonucunun kötü gelme ihtimaline karşı çevresindekileri hazırlarlar.maazallah sonuç kötü gelirse zaten kötü geleceğini baştan belirtmiştir.sonuç kötü dahi olsa baştan bunun böyle olacağı konusunda insanları uyarmış ve ne yaptığının gayet farkında bir öğrenci profili çizmiştir.kötü gelen sınav sonucunun,çevresindeki insanların kafasında kendisiyle ilgili belirebilecek kötü ve olumsuz düşünceleri başlangıçta yaptığı bu hareketle dengelemeyi amaçlar.böylece kimse onun bi salak olduğunu ya da kendisini karanlık bir gelecek bekleyen öğrenci olduğunu düşünmez.zaten çevresi onun hakkında kötü düşünmediği ve ''onu onayladıkları''sürece bi sorun yoktur.yalnız işin bi garip yanı da mevcut spicoli nin de bahsettiği üzere.bu kişiler genelde oluşturdukları bu olumsuz havaya rağmen okulda iyi notlar almayı başarırlar.sınavının kötü geçtiğini sölemesine rağmen sınıftaki en yüksek notlardan birini alarak insanların gözünde adeta bi dahi olur ya da olduğunu zanneder.<BR/> <BR/> açıkçası bu insanlar için üzülemiyorum bile.çünkü birisi için üzülmem,o kişiye karşı böyle bir duygu hissedebilmem için onunla ortak hiç olmazsa bi tane ortak noktam olması gerekir ki bu karşımdaki insan için içimde iyi veya kötü bi duygu meydana gelmesine neden olsun.başka bi deyişle bana tamemen yabancı bi insana karşı bi şey hissetmem mümkün değil.<BR/><BR/> biraz klişe olucak ama hayatımızı şekillendiren ülke düzeni o kadar sarpa sarmış durumdaki bu beğenmediğimiz ve sorunlu bulduğumuz insanlar yarın bir gün bizim hesap vermek zorunda olduğumuz ya da bi alt kademesinde çalışacağımız insanlar olucaklar bugün de olduğu üzere.ve bunu düşününce bu kez bi şeyler hissediyorum.bastırmakta güçlük çektiğim bir mide bulantısı. <BR/> güzel inceleme spicoli ve selam olsun sana geçmişteki feridunAnonymousnoreply@blogger.com