Kendim de bu spor dalıyla uğraştığım için bu seriye bir yüzme efsanesiyle başlamak istedim.50 ve 100 metre serbestin unutulmaz ismi Aleksander Popov, 8 yaşında yüzmeye su korkusunu yenmesi için babasının da baskılarıyla başlamıştı.1991 yılında ilk uluslar arası turnuvasına o zamanki adıyla Sovyetler Birliği olan Rusya adına Atina’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’na katılmış ve ülkesine 3 Altın madalya kazandırarak 92 Barcelona olimpiyatları için de ne kadar iddialı olduğunu göstermişti. Beklendiği gibi Barcelona’da da 50 ve 100 metre serbestte altın madalyayı kazanırken bayrak yarışlarında ise ülkesinin Amerika nın ardında kalmasına engel olamamıştı. 96 Atlanta ya gelindiğinde ise Popov’u daha dişli rakipler bekliyordu.100 m serbestte Amerikalı Gary Hall jr. Popov’u epey zorlasa da (saniyenin yüzde 7 si gibi küçük bir farkla ) Popovun yine duble(50 ve 100 m serbest) yapıp tarihte bunu başaran 2 yüzücüden biri olmasına engel olamıyordu.Fakat bayrak yarışlarında Popovun Rusyası yine A.B.D takımını geçemiyor ve gümüş madalyada kalıyordu.
İşte tam bu tablodan 1 ay sonra Popovun hayatını tamamen değiştirecek bir olay meydana geldi.. Arkadaşları bir satıcıyla tartışırken araya giren Popov karnına aldığı bıçak darbesiyle ciddi şekilde yaralandı.Geçirdiği 3 saatlik operasyondan sonra kimse biranda kendini toparlamasını beklemezken ,o Sevilla 97 Avrupa Şampiyonasıyla geri dönüp,aldığı 4 madalyayla unvanını korumasını bildi.İlerleyen yaşıyla birlikte Sydney den sadece bir gümüşle dönen Popov ,tam “bitti” denilen anda 2003 Barcelona Dünya Şampiyonası’nda adeta yeniden doğuyor ve 3 altın madalya kazanıyordu .Böylece 2004 Atina öncesi “Ben daha ölmedim” mesajını da veriyordu.Fakat 2004 Atina nın en yaşlı yüzücüsü , orada finale çıkmayı başaramıyordu.
Kazandığı 21 avrupa,6 dünya ,4 olimpiyat şampiyonluğu ve yüzme gibi sürekli yenilenen ve gelişen bir sporda 50 ve 100 m serbest rekorlarını 8 ve 6 yıl gibi uzun süre elinde tutması Popovun gerçek bir efsane olduğunu kanıtlıyor.Amerikanların ona taktığı isimle Big Dog Popov ‘a sonsuz saygılar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder