"we shall go on till the end
we shall fight in france,
we shall fight in the seas and oceans,
we shall fight with growing confidence and growing strength in the air,
we shall defend our island,
whatever the cause may be.
we shall fight on the beaches,
we shall fight on the landing grounds,
we shall fight on the fields and in the streets,
we shall fight in the hills.
we shall never surrender!"
Film Winston Churchill'in şu sözleriyle açıldı, tüyler diken diken haliyle. Sonrasında da Mumbai'deki müthiş konserle başladık tura, Aces High ile.
2 saat boyunca afm sinema salonu bir stadyum oldu biz Maiden severler için. O atmosferi yaşayabilmiş olan faniler tabi biz yaşayamayanlar kadar pek de heyecanlanmadı ama onların da aklına konser sırasında yaşadıkları gelmiştir eminim ki. Sadece tek gün ve o da gecenin son iki seansında gösterimde olacak olan bu belgeseli izlemiş olmanın tatlı huzuru var şu anda bu satırları yazarken. Tabii bir yandan da böyle bir atmosfere daha önce şahit olamamak hatta ve hatta şahit olamadan bu dünyadan göçüp gitme korkusu var içimde. Ülkemizdeki organizatörler lütfen buna izin vermeyin, bu kulaklar Scream for me İstanbul! nidalarını duymadan işlevini yitirirse hakkımızı hiçbiriniz ödeyemezsiniz.
"Somewhere Back in Time" turnesi süresince Ed Force One adlı uçakla solist Bruce Dickinson'un pilotluğunda 45 günde gerçekleştirilen 21 konserin hikayelerinin anlatıldığı videoda tüm dünyadaki Maiden sevgisini çok net bir şekilde görebiliyorsunuz. Konseri izleyebilmek için işi bırakıp komşu ilkeye gidenler, Iron Maiden'ı bir din olarak benimseyip ona tapanlar, en katı kuralların olduğu katolik kilisesinde papaz olan bir adamın herşeye rağmen vücudan 178 tane Maiden dövmesi yaptırması, konser sırasında en güzel yeri kapabilmek için yemek ve su olmadan 1 hafta boyunca çadırda yatanlar ve bu çadır kuyruğunun 2 km kadar uzaması...
İşte tüm bunlar neden Iron Maiden'ın tüm dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük gruplarından biri olduğunu açıklamak için yeterli sebepler. Gün gelecek biz de Maiden! Maiden! Maiden! diye tempo tutarak konser alanlarına koşacağız inşallah.
4 yorum:
Sabahları koşuyorum. Form tutmak için mi, hayır. Bir gün o kapılar açıldığında Maiden Maiden diye bağıra bağıra koşan kalabalığın arasından sıyrılarak en öndeki yerimi alabilecek kondüsyonu yapabilmek için.
hahahah spicoli'ye çok gülüyorum, en çok ona gülüyorum şu sıralar hatta..
öte yandan da bu olaydan haberim çekme kaset blogu sayesinde oldu, gösterim sayısını çok az tutmuşlar.. bu akşam istinye park tek ihtimaldi izlemem için, o da planlarıma uymadı.. svetlin'den dinledik en azından..
svettliiinnnn@gmail.com
işbu yorum sırasındaki alkol oranı için bkz: Kamara İstanbul'da ;)
@spicoli
olur da seni 'meeeyyydıınn meeeyyddıın!'diye bağırırkene kalabalağı yararken bu esnada da bir kısım şanssız minyon bayan arkadaşımızın ezilme tehlikesiyle burun buruna gelmesini izlersem şayet,adeta bir cartman misali gülme eşiğimi aşacağımı ve ne yazık ki onun aksine hayatımın geri kalanında gülebileceğimi sanmıyorum.seni severim ama bunu bana yapma deli oğlan,yalvarırım.
Feri olm eşiğini yükselt lan, yarın bi gün Erol Evgin'in peruğu düşer canlı yayında ona napcan. Hayır ona napcan.
Cemcim, öptüm.
Yorum Gönder