Aslında bugün 23 Nisan diye sürekli 23 Nisan'dan gidiyorum. Esas rahatsızlığım milli bayramlarımızın tamamı. Ama lise yıllarımda çektiğim asıl çile 19 Mayıs'lardaydı. 23 Nisan'larda yine rahattık bir nebze orta okul çocuğu olmadığımızdan. Bizdeki bayram çocuğa, gence değil de valiye, il milli eğitim müdürüne, okul müdürlerine vs. Yalansa yalan deyin.
19 Mayıs tecrüblerimden bu bayramların nasıl kutlandığını kısaca bir hatırlatayım da bayram mı değil mi görelim hep birlikte. Çok az bir öğrenci nüfusuna sahip olduğumuz için okuldaki hemen hemen her öğrencinin bu kutlamalara bir şekilde katılması zorunluydu. Ya bando takımı, ya yürüyüş grubu ya da bilmem ne. Bunlardan kaçış yoktu. Mayıs ayının başı gibi çalışmalar başlardı. Derslerden kaytarmak için güzel olsa da o sıcağın alnında mal gibi evet mal gibi yürü babam yürü, vur davula üfle boruya şeklinde geçerdi bayramlarımız, hala da öyle. Yürüyüş takımında da sol sol sol sağ sol ile geçerdi milli bayramlar. Çoşku ile kutladığımız o güzel bayramlar. En pislik tarafı da prova günleridir bu bayramların. Aman bayram sabahı valiye rezil olmayalım, jandarma komutanına güzel gözükelim o güzelim çocukların gençlerin analarını ağlatırlardı. O sıcağın altına ceketlerle birlikte yaklaşık 3 saat kadar rahat susuz yemeksiz güneşin altında beklerdik. Gerekli düzenlemeler yapılsın da vali beye rezil olmayalım diye. Bu işi bütün okullar takmazdı aslında bu kadar ama bizim takıntılı müdür fen lisesini temsil edeceksiniz orda ona göre falan diye verirdi gazı hocalara. Hocalar da canımıza okurlardı. 3 saat boyunca ayakta dikilirdik, çömelmek bile yasaktı, aman müdür bakıyor ayağa kalk derdi hemen biri ordan. Peki ya bayramın hediye edildiği gençler, çocuklar böyle eziyet çekerken kodamanlar napardı. Otururlar güneş gözlükleriyle protokol tribününe. Bir yanda su, kola, limonata diğer yanda pasta börek çörek, aman değmeyin keyfime. Bayramı kutlayan onlar, bayramın esas sahipleriyse kul köleydi.
Bayram sabahı da sabahın köründe herkes kalkar okulu temsil için stada girer. Provaya göre daha kısa süren bir törenle bayramı kutlardı. Ama vali ve protokolün önünde geçerken ayakları yere iyi vuracaksın, en sağ sıra ileri bakacak sol üç sıra da valiyi selamlayacak. Borazanlar kaldıracak falan bişeyler işte. Hep düşünürdüm bu amına koduğumun valisini ve protokolü niye selamlıyoruz diye. Sanırsın ki memleketi bu ibneler kurtarmış da onları selamlıyoruz. Benim bayramım lan bu kalk da sen selamla beni. Senin neyine selam veriyorum ben? Hani bu bayramlar çoşkuyla kutlanacaktı çoluk çocuk sevinecekti? Bu gibi kutlamalar yüzünden cumhuriyetten de bayramdan da soğudum her bayram gününde.
Muhtemelen kutlamalar her yerde böyle yapılmıyordur ama bunlar Türkiye genelinde çoğunlukla diye tahmin ediyorum. Herşeyden öte bana ait olan bir bayramda güneşin altında saatlerce bana beklememi kimse açıklayamaz. Tüm bunların içinde hasta ruhlu bir okul idaremizin de etkisi çok büyük tabi ama onun da üstlerinden aldığı talimatlar böyle. Bizim müdürümüz yarın öbürgün öğretmenevinde iki tane kodamana hava atıcak yine harap olup giden nice koç yiğitlerin hesabını kim vericek?
Bugün 23 Nisan, çocuğun birini koltuğa oturtacaklar yine. Başbakan olmak nasıl bişey, ülkede ilk neyi değiştireceksin ehe mehe diye sorular soracaklar. Valiler yine protokollerde keyfine bakarken, köle gençler onları eğlendirmek için yürüyüşler, gösteriler yapacak. Akşama da haberlerde '23 Nisan tüm ülkede çoşkuyla kutlandı' diye haberler geçecek. Bir milli bayram daha böyle geçip gidecek. Yarın çocuklara sorsan 23 Nisan sizin bayramınızdı nasıldı diye çoğu yoruldum abi ne olsun diye cevap verecek. E o zaman koyayım böyle milli bayrama ben de. Neyse ki 30 Ağustos tatile denk geliyor yoksa kalıbımı basarım ki bayılıp komaya girenler, ölenler bile olurdu. Çoşkuyla kutlardık ama yine de.
5 yorum:
Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Çok fena. Eline sağlık.
halbuki uçurtma şenlikleri yapılsa, caddeler yine trafiğe kapatılsın ama sadece çocukları içnin yapılsa bu sefer, her yere eğlence parkları kurulsa. çocuklar erken kalkma derdi olmadan güzelce uyusalar ailece şahane bi kahvaltı yapıp eğlencelere katılsalar, çocuk tiyatroları olsa bir sürü bedava olsa 23 nisan günü, şehirlerde çizgifilm karakterinin kostümünü giymiş animatörler dolaşsa ne bileyim çok güzel şeyler yapılabilir ama ütopya tabi bunlar. ama yine de bütün sene dershanelere yollanan, küçücük yaşta test çözmeye başlayan, deneme sınavına giren çocuklara en azından senede bir gün "çocuk" oldukları hatırlatılsa ne dersiniz hoş olmaz mı? gün boyu saatlerce bando takımında olan, yürüyüş takımnda olan, dövüz taşıyan, valiye selam veren, askeri selamlaya tüm çilekeş çocukların 23 nisanı geçmiş olsun
doğru söze ne denir,arkandayım svetlin.
benim de kafa 19 mayıs kutlamalarına gitti hatırlatman üzerine.şu an bahsettiğin çocukların yaşadığını biz de 19 mayıs larda yaşamıştık.bu kutlamalara ilişkin her türlü zulümü bi kenara koydum da, yürüyüş takımına giydirilmiş olan o sarı short-t-shirt kombinasyonunun nedir allasen.liseye giden ergen gençliği civciv gibi giydirip uygun adım stadyuma salmanın amacı nedir diye sorarlar adama.hayır çirkinliğinin yanısıra bazı arkadaşların adeta vücuduna yapışan ve içerisine güç bela girebildikleri bu giysi demeye dilimin varmadığı sarı oluşumlar,az zor anlar yaşatmadı liseli gençliğe.tamam artık çocuk değiliz,ergenliğin şanı eşliğinde genç sıfatını da aldık evelallah ama bunu milletin gözüne sokmaya ne gerek var?!
bi çift sözüm de sana hüseyin.olum anladım sen de emir kulusun ama seni o yürüyüş kıyafetleriyle gördükten sonra ben eski ben olamadım.kime kızsam kime dert yansam bilemedim de aq!
son olarak tüm veletlerin 23 nisan ı kutlu olsun diyelim sosyal mesajı da araya sıkıştıralım.
nerlerdesin yavrum feri özlettin kendini. şu sarı kıyafetlere değinmişsin ben de değineyim onlara bi madem. bize sarı ve oldukça kısa kıyafetler giydirmişlerdi ben de o ekiptendim. lakin dostlarım benim sarı kıyafetlerle olan maceram orada bitmedi. dans ettiğimle kalmadım. o ekipteki iki talihli arkadaş dans olayı bittikten sonra bando takımının önünde döviz taşıyacaklardı. en önde ben ve arkadaşımdan oluşan iki tane sarı tişörtlü sarı şortlu ve biçimsiz vücutlu ergen döviz taşıyıcıları, arkada hayvan gibi saç falan yapılmış süslenmiş kızlar, takım elbiseli jilet gibi adamlar. stadda dans ettik yetmedi, bando takımıyla stad turu attık yine yetmedi bi de kütahyanın caddelerinde o kıyafetlerle arzı endam ettik. ey muhsin hoca ey ismail hoca bunca gençte sebep olduğunuz özgüven kaybının bedelini nasıl ödeyeceksiniz? kim verecek bunun hesabını?
Nizami asker yürüyüşü kalktı artık.Herkes istediği gibi yürüyor.Yine de 3-5 kralcı nizama falan sookmaya çalışıyormuş çocukları(Babamın dediğine göre).Ama hala yürüyorlar. Bir gün o da biter inşallah.
Yorum Gönder