6 Mart 2010 Cumartesi

Ben Yazmazsam Olmaz: Oscar 2010



Oscar tahmini için epey geç kaldık.Evet bu noktadan sonra yapılacak tahminler için tüyo aldığımız bile düşünülebilir.(hoş hiç biri tutmayınca gerçek anlaşılacaktır) İşte belli başlı kategorilerde 2010 Oscar ları (bence tabi)

İlk olarak En İyi Film:

Bu sene 10 Aday var. İlk aşamada Up, Up In The Air, A Serious Man, Blind Side ve District 9 ı eleyerek adayları 5 e indiriyorum.

Up animasyon furyasında ne çeksek izliyolar diye hazırlanmış bir film değil fakat Oscar adaylığı:Orada durun sayın abim!

Up in The Air; ilginç bir konuyu ele almaya çalışmış gibi görünse de aslında alamamış. Daha doğrusu işin bir boyutunu gösterip asıl büyük resmi saklayan Holywood yapımlarından. Film maalesef belirli klişelerden kurtulamamış. O yüzden ilk elenenler arasında.

Blind Side ise; konusunun gerçek bir öyküye dayanıyor olması ilginç gelse de Holywood bu tarz kötü muhitten yetenekli saf çocuk ve ona yardım eden insanlar temasını milyon kez işledi. Buradaki tek fark ,yardım edenlerin üst sınıf bir beyaz hristiyan ailesi olmasıysa evet çok farklı!

District 9 ise gerçekten farklı bir konuyu ele alıyor: Uzaylılar! Yok bu konuda ciddiyim , çünkü ilk olarak gemi New York a ya da California ya gelmiyor. Johannesburger e Güney Afrika'ya inmesi bile işin boyutunu tamamen değiştiriyor. Ve uzaylılar Dünya yı işgal edip bizi esir almıyor, biz uzaylıları toplama kampına yerleştiriyoruz. Bütün bunlar gerçekten çok iyi de ah o sondaki Holywood hamaseti! Alamıyorsunuz di mi kendinizi o eski günlerinizden!

Gelelim The Hurt Locker'a. Neyin tantanası bu anlamadım. Irak savaşıyla ilgili vardı zaten daha iyi filmleriniz. In the Valley of Elah vardı mesela ne bileyim.Öncelikle filmde anlatılmak istenen ne? biri bana söylerse sevinicem gerçekten. Askerlerin duyguları desen; yetersiz. Bomba imha görüntüelri mi? Öğrendiğim kadarıyla kolpaymış.Yani ABD Irak'ta öyle şeyler yapmıyormuş.E film ne Amerikan Propagandası yapıyor ne Savaş Karşıtlığı. E o zaman niye çektin bu filmi sevgili Kathryn.?! Sırf eski kocana gıcıklık olsun diye mi? Eğer amacın sadece deneysellikse evet ulaşmışssın.

Gelelim eski kocasına ve asıl meselemize: And the Oscar goes to .. kısmı. The Basterds çok iyiydi. Kimileri beğenmedi burun kıvırdı falan ama gerçekten güçlü bir filmdi.Özellikle 3 farklı dil kullanılması filmi güçlü kılan etmenlerdendi. Fakat Akademi Tarantino ya bu onuru bir kez daha verir mi? Hiç beklemesin derim.Bu sene Oscar Avatar'a gider. Gitmeli de zaten.Evet film laçka oldu farkındayım.Fakat popülaritesi kalitesinin önüne geçse bile Akademi bunu göz ardı edecektir ve devrim denen bu sinema olayını mutlaka ödüllendirecektir diyorum. Yani cevabım Avatar.

Yönetmene gelirsek, çabuk geçicem burayı. Çünkü bir filmi iyi ya da kötü yapan bir çok etmen olsa da asıl olay ve pastanın en büyük dilimi yönetmene aittir. Bu da şu demek.En İyi Film = En İyi Yönetmen. Bence tabi. Tebrikler James Cameroon (Akademi de bunun farkında ki son 20 yılda sadece 4 kez En iyi film ve yönetmen ödülleri paralellik göstermemiş)

Gelelim oyunculara:

En İyi Yardımcı Erkek: Tartışmaya hiç yer bırakmayan performansıyla : Christoph Waltz. Bu sene en garanti tahmin kesinlikle odur.

En İyi Yardımcı Kadın: Up in The Air in 2 kadınının da alamayacağını düşünüyorum.Hoş Amrikanlar filme daha bir sempatiyle yaklaşabilirler sonuçta onların yaşam tarzına cuk oturan bir film.Ve o filmin oyuncuları da ödüllendirilebilirler.Ama bence yanlış olur. Penolepe desen daha geçen sene aldı, her sene her sene vermezler, Oscar o kadar da yağlı kapı değil. Mo'nique geçen sene olsa Obama şovla kesin alırdı Mo'nique ,bu sene de bence favori ,Maggie Gyllenhaal da plase.

En iyi Erkek: Jeremy Renner, Colin Firth, George Clooney: İyi performanslardı ama maalesef. Sizden birine verilemeyecek kadar değerli o ödül desem bana kırılmazsınız di mi? (Piuu, adamlar şimdi şurada olsa ne taraflarıyla güleceklerini bilemezlerdi şu söze) Ama alamasınız. Gelelim üstadlara. Morgan yine yaptın yapacağını.Geçen yaz ölüyodu bi de bu adam. Nelson Mandela rolü için fazla uzunsun farkındayım ama inanılmaz kıvırmışsın be üstad. Heyhat bu sene rakibin dişli.Her yerde bu ödül için tek bir isim geçiyor : Jeff Bridges. 5 adaylığın ardından bu kez çok yaklaştı.Akademi bu fırsatı tepmeyecektir. Jeff Bridges e hayırlı olsun

En İyi Kadın: İşte en zor yer burası. Sandra Bullock Altın Küre yi aldığında henüz Blind Side ı izlememiştim.Dibim düştü o anda. Sandra Bullock dediğin ,öyle saçma rollerin insanı, nasıl olur? dedim kendi kendime. Filmi izleyince epey yumuşasamda Oscar o kadar kolay gitmemeli. Verirlerse ayıp ederler. Helen Mirren ve Meryl Streep siz hemen her sene adaysınız zaten. Laf yok. Carey Mulligan sen de çok gençsin ama olur mu olur, şahsen benim gönlümden geçen isimsin. Precious? Yok ya olmaz herhalde öyle bir şey..

Son olarak Animasyon: İki film arasında geçecek: Mr. Fox ve Up. Ben ilkini daha çok beğensem de (en azından daha deneysel bir yapımdı) ikincisi daha yakın duruyor hele ki en iyi film adaylığından sonra.

Benim diyeceklerim bu kadar. Güzel bir tören olması dileğiyle..

1 Mart 2010 Pazartesi

Sometimes I Say Stupid Things

Hafta sonu Bedük konserinde Bedük; "Franz Ferdinand'ı çok seviyoruz" deyip arka arkaya şarkıları patlatınca, uzun zamandır Franz Ferdinand'a uzak kaldığımı hissettim. Son albümden geriye doğru taradım yavaş yavaş. Ama bu parçada takıldım kaldım biraz galiba. Acayip bi parça, ölüyü diriltir denilen cinsten yani.

Albüm genel olarak çok başarılı. Ama "No You Girls" ayrı diğerlerinden biraz, kıpır kıpır böyle. Ha bi de Bedük hakkaten eğlendiriyomuş.