M2 ye 40 kilo yağmur düşüyor. Gök kabız eşşek gibi anırıyor. İnsanlar efervesanmışcasına bir yerlere sığınmaya çalışıyor.
Burası günah şehri,En büyük günahı da günah işlemeye hiç elverişli bir yer olmaması.
Ve tam da o anda bir ses! Hem de ondört yerden aynı anda:
"Tanrı büyüktür ve yoktur ondan başka tapacak"
Bu çağrıya kulak veren bir kaçı telaşla kubbeli bir binaya giriyor,
Bir adam kulağında tek bir nokya kulaklığı ,sırtını durağın direğine yaslamış sigarasından bir fırt daha çekiyor
4 yaşındaki bir çocuk şımarmaya mecali kalmamış ,annesinin pardesüsünden çekiştirerek en itici haliyle midesinin boş olduğunu belirtiyor
Kırmızı yağmurluklu bir kız "yalnızlığında bile gülümseyemeyecek kadar ağzı çirkince" adı yolsuzluklarla anılan bir devlet bankasının atmsinden 40 tl çekiyor
Yağmur diniyor, sele dönüşüyor Şehrin caddelerinde şehrin kendisini sürüklüyor
Bütün rögarlar taşmış adeta şehre ve üstünde yaşayan insanlara bir şey anlatmaya çalışıyor
"Hepiniz pislik içinde yüzüyorsunuz, engellemenin ve önüne geçmenin bir yolu yok"
Yağmur bu şehri temizlemiyor, hatta daha çok ortaya çıkarıyor bütün pisliğini
Hayatta suyla temizlenemeyen çok pislik var,
Ne o kubbeli binada ne bir annenin pardesüsünde ne de çirkin bir ağızda bunun bir çaresi var