Dünya nın gri perdesi kalktı.Artık hiç kimse eskisi gibi olamazdı.Çünkü hiç beklenmedik bir anda bütün dünya nereden geldiği bilinmeyen bir virüse kapılmıştı.İyilik virüsüne...Virüs o kadar hızlı yayılmıştı ki uzmanların bırak tedavisini semptomlarını araştıracak zamanları dahi olmamıştı.Virüse maruz kalan insanlar o anda meşgul oldukları işi hemen bırakıyor korkularından,kötü düşüncelerinden,geçmişin acı hislerinden ya da bilimum intikam ve kin duygularından yani kısacası aklınıza gelebilecek tüm kötülükten arınıyor ve muhtaç olan herhangi birine hemen yardıma koşuyordu. Virüsün etkisindeki dünya o kadar hızlı değişti ki o anda uzaydan dev bir göz bizi izliyor olsa, eski ve yeni dünya arasındaki bu dev nüansa inanamaz,aklını kaybeder ve anında çatlayarak yok olurdu. Fakat bu durum dünyadaki insanlar için geçerli değildi.Geçmişteki acı dolu,merhamet yoksunu hallerini çok çabuk unutmuş hatta bu hallerini dahi affetmişlerdi. Dünyada artık zengin fakir ayrımı kalmamıştı. Sınırlar zaten virüsün etki ettiği lk gün kalkmıştı.Ortada iyilikten başka kazanılabilecek bir şey olmadığı için hükümetler, şirketler, dünya örgütleri hepsi dağılmıştı.Tabi suçun da olmadığı bir dünyada bütün silahlar yok edilmişti.En büyük değişim eski dünyanın yoksul ülkelerinde yaşanıyordu. Fakat oradaki insanlar da virüsün etkilerine maruz kalmışlardı. Bu sebeple hasta, sakat, yaşlı ya da aç olmalarına bakmaksızın kendilerinden daha kötü durumda olan birini bulup yardım etmeye çalışıyorlardı. Artık eldeki tek değer sağlıktı. Dünya bu kadar iyilikle dolu olduğu bu anda inanılmaz bir kaosun da ortasında kalmıştı.Hiç kimse yardım kabul etmiyor, herkes daha muhtaç olanlara yardım edilmesi gerektiğini söylüyordu. İşte tam bu noktada virüsün yan etkileri ortaya çıkmaya başladı. Birilerine yardım etmeye çalışan insanlar aniden kusmaya başladılar. Herkes birbirinin üstüne kusuyor fakat herkes yanında kusana yardım etmeye çalışıyordu. Fakat her yardım etmeye çalışan bu kez kendisini kusmaktan alamıyordu. Bu kusmuk denizinin ortasında tamamen bitkin düşenler artık kimseye yardım edemeyeceklerini anladıklarında kusmaları kesildi.Bir süre hiçbir şey yapmadan öylece beklediler.Fakat bu bekleyişleri uzun sürmedi bu kez de hiçbir şey yapmadan bekleyen insanların bedenlerini inanılmaz bir kaşıntı aldı. Derilerini yüzüyorlar,etlerini yoluyorlar fakat yine de bu kaşıntıdan kurtulamıyorlardı. Ve en sonunda eski dünyanın Şili denen yerinde bir anne çocuğunun kaşıntıdan ağlamasına dayanamadı ve kendi elleriyle çocuğunun etlerini parçalayarak öldürdü.Ona yardım mı etmek istemişti yoksa o ağlama sesini mi susturmak..Buna karar veremedi ama tam o anda kendi kaşıntısı geçmişti. Anladı. Durmamalıydı. Durursa tekrar kaşınabilirdi. Bunu gören tüm insanlar birbirlerine saldırmaya başladılar.Başkalarına vurdukça kaşıntıları azalıyor öldürdükçe kaşıntıları geçiyor karşısındakilerin etleri parçalandıkça kendileri sağlıklarına kavuşuyordu. İşte eski dünya insanları son bir kişi kalana dek birbirlerini parçaladılar ve huzur içinde yok oldular.