İlk olarak filmi izlemeyenlerin de rahatlıkla okuyabileceğini belirteyim. Ömür Gedik ya da Hıncal Uluç gibi filmin sonundan bahsedecek değilim elbette. Hatta az da olsa ''spoiler'' denen sulara girmeyeceğim için rahat olabilirsiniz.
Nicedir heyecanla beklediğim Inglorious Basterds'dan bahsetmek için can atıyorum; ama nereden başlamak gerek, nereden ucunu tutmak gerek bilemiyorum. Bunda filmin de kabahati var sanırım biraz. Tarantino'nun karmaşık öykü anlatımının yanında, izlerken rahatsız etmese de sonradan kafada yer eden soru işaretleri var filmde. Pekala, Tarantino zaten karakterlerini derinlemesine işlemesinden çok, öykü anlatımıyla bilinen bir yönetmen; ama bu sefer biraz daha keskinleştirmiş bu konuda filmini sanki. Demem o ki, Tarantino'nun tarzına hakim olmayan izleyicileri biraz eksik bırakabilir bu konuda film. Bunu baştan cebe koymak lazım.
- Aldo the Apache rolünde Pitt
Film bilindiği gibi, Tarantino'nun 2. Dünya Savaşı'yla ilgili bir fantezisi. 10 yıldır bu film üzerinde çalıştığı biliniyor. Bu açıdan düşününce casting ve diyalogların son derece tatmin edici olması şaşırtıcı değil. Christoph Waltz kesinlikle harika bir seçim. Film çekilmeye başlanmadan önce, Col. Hans 'The Jew Hunter' Landa'yı Leonardo Di Caprio'nun canlandıracağı söylentileri vardı. Ancak Tarantino bu karakteri özellikle bir Almanın canlandırmasını istemiş ve iyi ki de istemiş. Daha iyi bir performans ortaya konamazdı herhalde. Filmde neredeyse konuşmadığı dil yok Waltz'ın. Hepsi bir kenara, Landa'yı ekranda gördüğünüzde, ne yapacağını kestiremediğiniz, kibar üslubu ve kocaman gülümsemesinin altında saklanmış, o kurnaz ve vahşi avcıyı iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Zaten Cannes'da da bu performansıyla en iyi aktör dalında altın palmiyeyi kazanmıştı. Bugüne kadar sadece Alman sinemasında çalışmış Waltz'dan, sanırım tıpkı ben gibi çoğu kişinin haberi yoktu. Bundan sonra dikkat ermek gerek. Onun dışında Pitt'in canlandırdığı Aldo Raine de epey heyecan verici ve keyfine doyum olmayan bir karakter. Oyunculuğu konusunda da tescillenmiş bir adam zaten artık. Benjamin'den daha iyi bir performans bence. Diğer performanslar da gayet iyiydi.
- Christoph Waltz
Film Tarantino filmi olunca merak edilen çok şey oluyor tabi. Kurgu ve müzikler. Kurgu daha iyi olabilirdi. Zaten filmi mükemmelin yarım gömlek altına çeken en belirgin neden de o bence. Öykü yine klasik biçimde karşınıza bölümler halinde geliyor; fakat bu bölümler arasında çok önemli bağlantılar yaşanmıyor. Bölümler sırasıyla tek parçada gelmiş olsa da filmde çok önemli bir fark yaratmazdı nitekim. Müzikler ise bir harika. Açıkçası çok fazla bilgim yok filmin müzikleri hakkında ancak harikaydı. Sadece Ennio Morricone'nin birkaç eserinin kullanıldığını biliyorum, ki zaten ondan daha iyi seçim de olamazdı heralde. Kaldı ki yönetmen de daha çekimler sırasında filminin bir nevi spaghetti western tadında olacağını da söylemişti. Spaghetti bile olsa western deyince Ennio da demek lazım. Vahşi sahneler mevzuuna gelince. Konu da müsait olunca, daha sarsıcı sahneler bekliyordum ben Tarantino'dan. Her ne kadar yer yer vahşi sahneler görsek de benim tahminim daha fazla kan ve kemik göreceğimiz yönündeydi. Belki de ben iyice alıştım kana revana, bilemiyorum. Mekan seçimleri de gayet güzel. Bir kere çekimlerin Almanya'da yapılmış olması baştan artı. Çekimler sırasında yer yer Hitler'in bizzat yaptırdığı Nazi yapıları ve siperlerinin kullanılmış olması da görsellik açısından büyük güzellik vaad ediyor.
- İşte o 'Piçler'
Daha fazla dağıtmadan toparlarsak, Nazilerle Yahudiler arasındaki mevzuya değişik bir bakış ve kesinlikle bir 'Schindler's List' değil. Göze göz. Harika müzikler, çok başarılı cast ve oyunculuklar, keyifli bir hikaye, 'kesinlikle kötü falan değil ama keşke daha iyi olsaydı' dediğim bir kurgu, harika bir öykü anlatımı ve harika çekimler. Film yapı olarak diğer filmlerine kıyasla Tarantino'nun baş yapıtı Pulp Fiction'a daha yakın. Kıyaslarsak, onun yarım gömlek altı denebilir. Ondan daha az güldüren, o muhteşem kurgusundan daha zayıf, ancak içinde drama da bulunduruyor ve daha hassas konulara değinmekte. Sonuç itibariyle son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri. Beklediğime değdi. İlla ki izlemek lazım. İyi seyirler.