23 Kasım 2009 Pazartesi

İçimden O Kadar Çok Konuşmak Geldi Ki, O Kadar Çok

Size de oluyor mu bilmiyorum. Bazen çok canım sıkılıyor böyle ama genel anlamda bir can sıkıntısı. Anlık bir şey değil, bir takım güzel olmayan şeyler oluyor mesela, sonra total can sıkıntısı işte hep. Bir süredir öyle oldu bana da. Beni bilenler bilirler, bilmeyenler için söylüyorum böyle durumlarda hayvan çocuğu gibi yatarım ben.

-sanatsal gibi resim, ama değil-

Bu aşırı durağanlık dönemimin hep sonbahar aylarına denk gelmesinden dem vurup, iklimler ve ruh hali konulu bir paragraf efendime söyleyeyim bir cümleler silsilesi yaratacaktım ama acayip üşendim dostlarım. Sonbaharın hüznüyle başlayan yazım; kışla beraber duraklama evresine girecek, ilkbaharla güzel bir çıkış yakalayıp, yaz mevsiminde zirvedeyken bitecekti. Tüm genç dimağlarımızın damağında biraz hüzünlü biraz orgazmik bir tat bırakacaktım ama açıkçası kim uğraşacak şimdi deyip vazgeçtim. Hem zaten Nuri Bilge Ceylan da filmini yapmış bunun "İklimler" diye, benim de burada yırtınmama ne gerek var. Gerçi pek diyalog yok mesela o filmde. Yazının buraya kadar olan kısmı filmdeki repliklerden fazladır mesela byte olarak. Ama adam fotoğrafçı işte, filmin kareleri falan ne biçim. Yoksa bir numarası yok gibi geldi filmin. Adam kadının ayak ucuna fındık atıyor sonra sevişiyorlar falan garip bir şeyler bir takım. Mevsimler var sonra öyle işte.

Neyse dostlarım giremedim ben bir türlü yazıya. Hani cep telefonunun şarjı biter ya mesela, ya da arabanın benzini bitebilir falan işte ne bileyim bilimum ansızın biten her şey gibi geçen gün evde otururken böyle, durup dururken motivasyonum bitti. O günden beri işte hayvan çocuğu gibi yatıyorum. Gün içerisinde sadece hayatta kalmak için efor sarfediyorum falan. Sordum soruşturdum "ne ayak lan böyle bir takım garip olaylar bende?" diye. "Depresyon" diyolla. Ulan insanoğlu da ne acaip, canın sıkıldı mı depresyon oluyor hemen o. "Canım sıkıldı" desen kimse sallamaz seni, depresyon demek daha şık gibi mesela. "Hayatta onulmaz dertlerim var" demek gibi. "Bir takım duyarlılıklarım, hassaslıklarım var" demek gibi. Ne gerek var. Arada bi canı sıkılır insanın. Olur öyle.

Gittim anneme "anne geçen gün evde oturuyordum, motivasyonum bitti" dedim, "hani mesela futbolculara prim veriyorlar, hani forvetler gol atınca para alıyorlar sonra daha çok gol atıyorlar ya dedim, ben de 70 üzeri not aldığım her komite sınavı için prim istiyorum 500tl" dedim. "Tamam" dedi. Hayata yeniden tutundum. Sahi, tutunamayanları bilir misiniz?

Hiç yorum yok: