17 Aralık 2011 Cumartesi

In An Absolute Loneliness

Bundan 50 yıl sonra bir grup astronotun Mars a yapilacak ilk insanlı görev için Dünya dan ayrıldığını düşünün. O zamanın en önemli iletişim aracı sayesinde , size, yaklaşık 8 ay süren bu yolculuğun gayet başarılı geçtiği, astronotlarin biraz yorgun ama sağlık durumlarının iyi olduğu söyleniyor. Ve dönüş yoluna çıktıkları... Astronotlar , "eve" dönmek için uyuma kabilerine  giriyorlar ve 7 ay sonra uyanıyorlar. O uyandıkları anda  mekik ile Dünya arasında hiçbir iletişim olmadığını farkediyorlar ve sorun ne mekikte, ne de iletişim araçlarında.  Dünya da o caanım Dünyamızda yaşam bitmiş. Evet ne bir mavilik ne de bir kara parçası. Yanmış ve sönmüş gibi duruyor karşılarında simsiyah. Ve bilinen evrende hayatta kalan yegane canlılar o mekiğin içindeki bitkiler ve 6 kişi. Ve bu insanlar  8 ay sonra Dünya nın bu sin haline baktıklarında sizce , tam da o anda , ne düşünürler ? O şartlarda o mekikte maksimum 6 ay daha yaşayabileceklerini düşünün.  O 6 ay boyunca sizce ne konuşurlar? Ne yaparlar o mekikte ? Hayatta kalan 6 kişi. Ama gidecek hiçbir yerleri yok. Sadece altı ayları kalmış ve hiçbir şeyin anlamı yok. Mars ı anlatacak kimse yok. Tanıdıkları yok , tanımadıkları... Sevdikleri , hiç kimse ve hiçbir şey yok. 6 ay boyunca boşluğa bakacaklar ve sonra su ve erzak sıkıntısından ölecekler.  Hiçbir şeyin kalmadığı bir hayatta geçirilecek 6 ay. O "kesin yalnızlık", o çaresizlik, o dram... Bence bunun üstüne biraz düşünün. Siz olsaydınız ne yapardınız ?

5 yorum:

Spicoli dedi ki...

Vaay akp taktiği. Fikir tohumunu ek ve kök salmasını bekle. Arada da ben gelir sularım burayı artık tam olur.

ksp dedi ki...

Bastık yine ampüle!

onat dedi ki...

en az biri kadın, erzak ve hava da 9 aylık olsaydı bir şeyler düşünürdük.

hikaye güzel ama

onat dedi ki...

en az biri kadın, erzak ve hava da 9 aylık olsa bir şeyler düşünülür.

hikaye güzel ama.

8. satırda gülmeye, 13. satırda da ağlamaya başladım

Adsız dedi ki...

iki duygu arası geçiş bende de çok hızlı oldu.