Çok sıkı bir Ekşi Sözlük takipçisi olmadığımı baştan belirteyim." sedürt "bu konuda çok çok daha tecrübelidir benden. Fakat gene de bakıyorum arada sırada.
Bana göre Ekşi Sözlük tam anlamıyla bir Yeniçeri Ocağı. İki kurumun da tarihsel yapıları birbirine çok benziyor bence.
Yeniçeriler devşirmelerden oluşurdu ve sadece devşirmeler bu ocağa girebilirdi. Ekşi Sözlük'ü kuran ilk yazarlara da bulundukları konum itibariyle bu gözle bakabiliriz
İlk kurulduğu yıllarda Yeniçerilerin sayıları belli ve azdı.Gerçekten her bir yeniçeri iyi eğitilmiş birer savaş makinasıydı.Düşmana çok etkili ve hızlı bir şekilde saldırıyor ve onları bozguna uğratıyorlardı.İlk sözlük yazarları için de gerek düşünce yapıları gerek yazma stilleriyle ,birer " entry makinası" diyebiliriz.
Fakat 16. yy ve ilerleyen yıllarda Yeniçeri Ocağı rüşvet veren herkesin yazılabildiği ,bir bozuluş sürecine girdi. Ocağın sayısı bir anda 4-5 binlerden 45 binlere çıkmıştı. Bunların çoğu asker değildi ,fakat ortada askerim diye dolaşan disiplinsiz zorbalardı. İşte bu olay Ekşi Sözlük'te 6.nesil yazar alımına tekabül ediyor bence.O zamana kadar normal seyreden yazar sayısı bir anda 6000-7000 kişilik bir alımla karşılaşmış ve sözlük bir afallama sürecine girmiştir.
Tekrar Yeniçerilere dönersek; 17. yy ile birlikte Ocakta epey önlem alınmış ve bu sayı epey düşürülmüştür. Fakat 18. ve 19. yy da sayı tekrar giderek artmış ve önce 70-80 bine daha sonra 140 binlere ulaşmıştır. Aynı şekilde EkşiSözlük'te de uzun süre yazar alınmamış, daha sonra alınan 7. ve 8. nesil yazarlarda kısıtlamaya gidilmeye çalışılsa da 9. nesille birlikte yazar sayısı tavan yapmıştır.
Kalabalıklaşan Yeniçeriler, bir çok bölgede ,özellikle İstanbul ve çevresinde, zorbalıklar yapmaya başlamış ve isyanlar çıkarmışlardır. Sarayın sözü çoğu zaman geçmez olmuş ve çıkan bir çok isyanda Saray'da vezirler öldürülmüş, Padişahlar tahttan indirilmiştir.
Ekşi Sözük'te ise bu zorbalığı şöyle açıklamak istiyorum .Bugün sayılarının çoğalmasıyla başlı başına bir etki unsuru haline gelmiş olan Ekşi Sözlük yazarları, yerli yersiz çevredeki herkese ve her şeye saldırıyorlar . Ünlü olan bir kimseyi veya bir şeyi çok sert şekilde eleştirebilen Ekşi Sözlük yazarları, Bu ünlülerden biri çıkıp da Ekşi Sözlük hakkında olumsuz bir görüş beyan etti mi , tam anlamıyla birlik olup "kelle isteme" olayına girişiyorlar. Son örneği de ; Burcu Esmersoy. Kadını bir spor spikeri olarak ya da bir insan olarak eleştirebilirsin, Fakat Twitter da yaptığı 28 Temmuz tarihli "nicklerinin arkasına saklanıp yorum yapmaya çalışan ödlekler topluluğu "ekşi sözlük"ün dünyanın en gereksiz şeyi olduğunu düşünüyorum" açıklamasına kadar Burcu Esmersoy hakkında Ekşi Sözlük'te 253 entry bulunurken, bu açıklamadan sonra sadece 2 günde 154 tane daha yazmak da neyin nesi? Bu tam anlamıyla "kazan kaldırıp kelle istemek" gibi geliyor bana.
Bildiğiniz gibi Yeniçeri Ocağı, II. Mahmud zamanında halkın da desteğiyle topa tutularak yıkıldı ve kaldırıldı. Yeniçerilerden hiç bir iz kalmaması için bütün eserleri mezar taşlarına kadar yıktırıldı. Ve bu olay halk arasında Vaka-i Hayriye olarak adlandırıldı. Umarım Ekşi Sözlük'ün sonu da böyle olmaz.
(Buradan bu isyanlara/olaylara karışmayan yeniçerileri/yazarları tenzih ederim. Bizi izleyen okuyan yazar varsa onları da tenzih ederim. Neme lazım, biraz ünlü olursak ileride ,bu yazılanları gösterip bizim de kellemizi isterler belki.)