6 Ekim 2008 Pazartesi

Bin Dokuz Yüz Seksen Dört

Asıl adı Eric Arthur Blair olan İngiliz yazar George Orwell`in ilk kez 1949`da yayımlanan distopyası (anti ütopyası), ilk bakışta tam anlamıyla bir sosyalizm eleştirisi gibi görünse de aslında üzerinde düşünülünce sopasının her kesime vurduğu idrak ediliyor. Kitapta anlatılan 1984 dünyasında, totaliter rejimin en abartılı biçimi yaşanıyor. Başında Büyük Birader`in olduğu bir parti ve proletaryalardan (işçi sınıfı) oluşan yaşam düzeninde; parti bütün insanların davranışlarını, düşüncelerini ve yaşamlarını tele ekranlar ve düşünce polisleri sayesinde kontrol ediyor. Partinin koyduğu kuralları eleştirmeyi düşünmek bile buharlaşıp ortadan kaybolmaya yetiyor. Kitap 3 kutuplu bir Orwell dünyasında Okyanusya`da “ doğruluk bakanlığında” tarihin değiştirilmesi için bütün dergilerin tekrar yazılmasıyla ilgilenen bir bölümde çalışan Winston Smith’in işinin yanında kendi kişisel özelliklerinin de etkisiyle partinin çizdiği “çiftdüşün” düşünce yapısından uzaklaşarak bir şeyleri değiştirmek istemesini ve aslında yeniden “insan ve birey” olma çabasını anlatıyor. Kitapta yazarın vermek istediği ana düşünce de aslında baş karakterin işiyle özdeşleşiyor.”Geçmişi kontrol eden geleceği kontrol eder. Bugünü kontrol edense geçmişi kontrol eder.” Kitapta anlatılan dünya her ne kadar abartılı bir korku ve karamsarlıkla aktarılmış olsa da, günümüz dünyası da aslında yavaş yavaş bu “Orwell Dünyasına” dönmeye başlıyor. Bunun örneklerini hükümetlerin aldığı birçok kararda da görmek mümkün. Her yerde olan güvenlik ! kameraları ve internette yaptığımız her hareketin incelenebilmesi “Büyük Birader sizi izliyor” tedirginliğini yaşamamıza neden oluyor açıkçası. Hakkında CIA desteğiyle Sovyetler Birliği`ne karşı yazdırıldığına dair dedikodular çıkmasına, hatta kimi yazarların Orwell`in kitabı Yevgeni Zamyatin`in “Biz” adlı kitabından bire bir esinlenerek! yazdığını söylese de Bindokuzyüzseksendört bence günümüzün en iyi eleştirel kitaplarından biridir. Mutlaka okunup,” ya olursa?” diye üzerinde uzunca düşünülmesi gereken bir kitap.

Hiç yorum yok: