İkinci büyük fark ise, kararsız kalınan konuların sayısında yaşanıyor. Bir kadın irili ufaklı her kategoride erkeklerden çok daha fazla konuda kararsız kalıyor. ”Kiremit kırmızısı mı normal kırmızı mı? “, “Yemekte elma dilim patates mi alayım, yoksa normal dilim mi, yoksa yemek mi yemesem?” gibi sayısız konuda gereksiz yere kararsız durumuna düşerler. Bu durumun sebebi için birçok şey söylenebilir. Kadınların hormonlarının çok çabuk değiştiği ve bu yüzden bu kadar kararsız oldukları düşüncesi en popüler sebepler arasında gösterilebilir. Kimi kadınlar da erkeklerin “hayvan!” olduğunu, o yüzden bir çok konuda düşünmeden hareket ettikleri için daha kolay karar aldıklarını söylüyor. Tabi ki katılmıyoruz. Geçen gün bir kız arkadaşım çok güzel bir tespitte bulundu.Üstünde düşününce bana da epey mantıklı geldi. Kadınlar karar almaktan korkuyorlar, o yüzden her kararlarında bu kadar bekliyor, bu kadar çok konuda kararsız kalıyorlar. Çünkü kararlarına ve kendilerine güvenmiyorlar. Tarihten gelen bir sorun bu aslında. Erkek egemen toplumlarda daha fazla karşımıza çıkıyor. Kadın kendine olan güvenini kaybettikçe yanlış bir karar alıp arkasında durmak yerine, kararsız kalıp sorunlardan kaçmak istiyor. Çoğu kadın da onaylanmayı bekliyor ya da karar alması için iteklenmeyi, kararın arkasında durabilmek için desteklenmeyi. Kendine güvenen, eğitimli kadınlar yetişmediği sürece de onların kararlarını beklemeye ve kararsızlıklarına alışmaya mecburuz herhalde.
3 Kasım 2008 Pazartesi
KKT- Kararsız Kadınlar Topluluğu
Yaşamak için hayvanlar gibi şartlı hareket etmiyoruz, tabi ki her konuyu belirli mantıksal temellerde değerlendirip bazı seçimler yapıyor, bazı kararlar alıyoruz. İnsanoğlu bu, haliyle her kararını kolayca alamıyor. Bir şeye karar verirken o olayın getirilerini-götürülerini düşünmek, olay hakkında hem kendinin hem de başkalarının düşüncelerini ve duygularını ve daha birçok etmeni değerlendirmek zorunda. Çoğu zaman bütün bu etmenler birbiriyle çelişiyor ve kararsız kalıyoruz. İşte erkeklerle kadınlar arasındaki büyük farklardan biri de bu kararsızlık anında ortaya çıkıyor. Genelde biz erkekler kararsızlık durumunda ilk iş olarak kararsızlık süresini en aza indirmenin yollarını ararız. Bir an önce bir seçim yapabilmek için olabilecek en yararlı ya da en zararsız çözüme yoğunlaşırız. Bunun aksine kadınlar sanki hep bu süreçte kalmak istiyorlarmışçasına kararsızlık süresini azami derecede uzun tutma gayretindedirler. En ufak olaylarda bile, örneğin günlük kıyafet seçiminde bu karasızlık süresi saatleri bulabilir.
İkinci büyük fark ise, kararsız kalınan konuların sayısında yaşanıyor. Bir kadın irili ufaklı her kategoride erkeklerden çok daha fazla konuda kararsız kalıyor. ”Kiremit kırmızısı mı normal kırmızı mı? “, “Yemekte elma dilim patates mi alayım, yoksa normal dilim mi, yoksa yemek mi yemesem?” gibi sayısız konuda gereksiz yere kararsız durumuna düşerler. Bu durumun sebebi için birçok şey söylenebilir. Kadınların hormonlarının çok çabuk değiştiği ve bu yüzden bu kadar kararsız oldukları düşüncesi en popüler sebepler arasında gösterilebilir. Kimi kadınlar da erkeklerin “hayvan!” olduğunu, o yüzden bir çok konuda düşünmeden hareket ettikleri için daha kolay karar aldıklarını söylüyor. Tabi ki katılmıyoruz. Geçen gün bir kız arkadaşım çok güzel bir tespitte bulundu.Üstünde düşününce bana da epey mantıklı geldi. Kadınlar karar almaktan korkuyorlar, o yüzden her kararlarında bu kadar bekliyor, bu kadar çok konuda kararsız kalıyorlar. Çünkü kararlarına ve kendilerine güvenmiyorlar. Tarihten gelen bir sorun bu aslında. Erkek egemen toplumlarda daha fazla karşımıza çıkıyor. Kadın kendine olan güvenini kaybettikçe yanlış bir karar alıp arkasında durmak yerine, kararsız kalıp sorunlardan kaçmak istiyor. Çoğu kadın da onaylanmayı bekliyor ya da karar alması için iteklenmeyi, kararın arkasında durabilmek için desteklenmeyi. Kendine güvenen, eğitimli kadınlar yetişmediği sürece de onların kararlarını beklemeye ve kararsızlıklarına alışmaya mecburuz herhalde.
İkinci büyük fark ise, kararsız kalınan konuların sayısında yaşanıyor. Bir kadın irili ufaklı her kategoride erkeklerden çok daha fazla konuda kararsız kalıyor. ”Kiremit kırmızısı mı normal kırmızı mı? “, “Yemekte elma dilim patates mi alayım, yoksa normal dilim mi, yoksa yemek mi yemesem?” gibi sayısız konuda gereksiz yere kararsız durumuna düşerler. Bu durumun sebebi için birçok şey söylenebilir. Kadınların hormonlarının çok çabuk değiştiği ve bu yüzden bu kadar kararsız oldukları düşüncesi en popüler sebepler arasında gösterilebilir. Kimi kadınlar da erkeklerin “hayvan!” olduğunu, o yüzden bir çok konuda düşünmeden hareket ettikleri için daha kolay karar aldıklarını söylüyor. Tabi ki katılmıyoruz. Geçen gün bir kız arkadaşım çok güzel bir tespitte bulundu.Üstünde düşününce bana da epey mantıklı geldi. Kadınlar karar almaktan korkuyorlar, o yüzden her kararlarında bu kadar bekliyor, bu kadar çok konuda kararsız kalıyorlar. Çünkü kararlarına ve kendilerine güvenmiyorlar. Tarihten gelen bir sorun bu aslında. Erkek egemen toplumlarda daha fazla karşımıza çıkıyor. Kadın kendine olan güvenini kaybettikçe yanlış bir karar alıp arkasında durmak yerine, kararsız kalıp sorunlardan kaçmak istiyor. Çoğu kadın da onaylanmayı bekliyor ya da karar alması için iteklenmeyi, kararın arkasında durabilmek için desteklenmeyi. Kendine güvenen, eğitimli kadınlar yetişmediği sürece de onların kararlarını beklemeye ve kararsızlıklarına alışmaya mecburuz herhalde.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
oldukça iyi bir tespit olmuş, eline sağlık. dünyadaki kadın lider sayısının azlığını, kadın girişimci sayısının azlığını buna bağlayabilirmişiz gibi bile geldi bana
bu sadece görünen sebeplerden biri.kadınlar neden kendine güvenmiyorlar dersek; kadınlara yapıştırılan sıfatlara bir bakın: 'evcimen','anaç' ,'şefkatli' ya da şu atasözü 'yuvayı dişi kuş yapar' ya da tv ye bakın kadınlar için yapılan programlara ya güzellik üstüne ya yemek üstüne ya da dantel, yün, kıl, tüy. Bu örneklerden de açıkça göründüğü gibi toplum kadını evde görmek istiyor. kadın çalışsın ama aileye destek için, kadın eğitim alsın çünkü iyi çocuklar yetiştirilmeli. kadına asla bir birey gözüyle bakılmadı bu ülkede. Muhafazakar erkek zihniyeti kemalistinde de cemaatçisinde de aynı. ya seks objesi ya da cefakar anne. kadının cinsel özgürlüğünü ağzıma bile almıyorum farkındaysanız çünkü bu ülkede bakire olmadığı için 18 yaşındaki genç kızlar öldürülüyor hala. her an milyonlarca kalıba uyması gereken nasıl oturacağı, nasıl kalkacağı, nasıl güleceği bile belirlenmiş kadınlardan bahsediyoruz. kendine güven bağımsız karar alabilme ancak birey olabilmeyi başarabilmiş insanların özellikleri ki bence türk erkekleri de bireyselleşme sürecini tamamlayamamış. bu konuda yaram derin ama daha fazla uzatmayacağım. neden dünyada kadın lider az ya da neden nobel alan kadın çok az tarzı soruların cevabı için de da virginia woolf tan tek başına bir odayı öneriyorum.
Yorum Gönder