15 Ekim 2008 Çarşamba

Ulaşım Problemleri

Ulaşım aslında zor zanaat. Gerçekten de bir yerden bir yere gitmek bazen epey ustalık gerektiriyor. Hele bir yere yetişmeye çalışıyorsanız ve cebinizdeki parayı en ekonomik şekilde kullanmakta kararlıysanız. Öncelikle ne kadar zamanınız olduğunu ve bu zamanı nerede harcamanız gerektiğini iyi hesaplamalısınız. Daha sonra kullanacağınız araçları belirleyip, yetişilebilecek sürede onlardan asgari şekilde faydalanmayı hedeflemelisiniz. İşte burası gerçek bir iktisat problemine dönüşüyor. Parayı ve zamanı en iyi şekilde kullanıp, geç kalma riskini en aza indirmeniz gerek. Geçenlerde durağa gitmek için otostop çekmeye karar verdim. Böylelikle durağa giden dolmuşları es geçerek, ekonomik olarak bir kazanç sağlamaktı amacım. Ama arabaların durmaması üzerine daha fazla zamanı harcamamak için doğal olarak ilk gelen dolmuşa binmeye karar verdim. Bu sefer de dolmuşun gelmemesi zamandan zarar etmeme ve kendi kendime “keşke bir önceki dolmuşa bineydim, vay ben ne ettim” şeklinde dövünmeme yol açtı. Geç gelen dolmuşa binerek hem ekonomik kardan oldum, hem de çok değerli zamanı da kaybettim. Durağa gelince de gideceğiniz yere göre araç seçmek durumundasınız.
Bazı yerlere birkaç farklı araçla ulaşılabilindiği için, bu durum da farklı bir probleme dönüşüyor. Mesela ulaşım için gereken zamanı benim gibi israf ettiyseniz, hızlı ama riskli bir araç tercih etmek durumunda kalıyorsunuz. Riskli konusunu biraz daha açarsam, örneğin; o anda durakta olmayan fakat gelse diğerlerinden çok daha hızlı bir şekilde sizi ulaştıracak olan bir aracı beklerken önünüzdeki fırsatları değerlendirmeyip kaçırabilirsiniz. İşte bu tip durumlarda belirli bir referans süresi koyup “ Eğer şu dakkaya kadar gelmezse, eşek gelse binerim abi” şeklindeki ifadeye sadık kalmalısınız. Gereksiz risklerden kaçınmak her zaman iyidir. Bir başka sorun da gideceğiniz yeri tam olarak bilmediğiniz zaman yanlış araca binme ihtimalidir. Burada da doğru aracı bulmak için, dışarıdan bakıldığında “buraların piri” gibi gördüğünüz adamlara danışmalısınız. Bu da biraz “insan sarrafı” olmayı gerektiriyor aslında. Çünkü dış görünüş aldatıcı olabilir. Geçenlerde başıma geldi, tam anlamıyla “pir” görünüşlü bir adama danıştım; fakat adamın söylediği araç gitmek istediğim yere 20 dakikalık yürüyüş mesafesinde bıraktı beni. Buradan ekose ceketli o amcaya tekrar teşekkürler. Bir de yolda kalma ve trafik sıkışması problemleri var ki bu tip durumlarda saate ve güzergaha ne kadar dikkat etseniz de olası bir kaza bütün planları alt üst edebiliyor. Sonuç olarak ulaşımı bir ÖSS problemine dönüştürmemek için en iyisi ulaşım zamanına, yüzde 30-40 gibi bir gecikme oranı ekleyin ya da bir araba alıp bütün dertlerden kurtulun.

2 yorum:

Spicoli dedi ki...

Sen iyice kaptirmisin mühendise birader.

Adsız dedi ki...

kardeş yürüyeceksin erken kalkıp(tahmin edersin beni)ada yazmaya gerek duymuyoruum