19 Ocak 2009 Pazartesi

. . .

Bugün iki yıl oldu o aramızdan ayrılalı. Gitmeden önce son yazısında "Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz" demişti. Dokundular. Cinayetin arkasında kimin olduğu belli değil. Ergenekon diyorlar,devlet destekledi diyorlar, asker diyorlar. Kimin eli kimin cebinde belli değil zaten. Artık umdrumda da değil zaten. Bildiğim tek bir şey varsa o da bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ömür boyu "bir utanç lekesini daha" alnımda taşıyacağımdır.
*Eser: Fırat Yaşa

8 yorum:

Spicoli dedi ki...

Son cümleye ben katilmiyorum. Suc ve ceza konusunun bireysel olmasi gerektigini düsündügüm gibi, bu komünlesme konusunun da insanligin laneti oldugunu düsünüyorum. Ayni ülkenin vatandasiyim diye bu düzenbaz oyunlar beni lekelemez, lekelememeli. Disardan bakan biri belki de öyle yargilar, hesabi kitabi öyle yapar evet, ama bu dogru oldugunu göstermez.

Bu ve bunun gibi asagilikca cok sey oldu, oluyor bu ülkede. Hicbiri icin kendimi suclayamam, sucu kabul edemem.

Bu konu cok uzar da simdilik bu kadar yazayim.

Topragi bol olsun.

sedürt dedi ki...

ulak diye ir filmi vardı çağan ırmak'ın. şöyle bir söz geçiyordu: "yapan kadar bilip susan da suçlu" hep kafamın içindedir bu söz. bi ülkenin umudu olması gereken kişiler olarak biz gençler ne yapıyoruz ki bu ülke için. "o öldürdü suçlu o" demek bence biraz kolayına kaçmak işin. biz sesimizi çıkarmazsak birileri o insanları ödürmeye devam edecek. bana dokunmayan yılan bin yaşasından farklı olduğunu düşünmüyorum bunun. baksana halimize blog köşelerinden senede bir gün hatırlıyoruz şu olayı bile. kaç tane eyleme katıldın sedat bu cinayetle ilgili derseniz 0 (yazıyla) derim. benim gibi bir dünya insan olduğunu da biliyorum. aman abi fişlenirim korkusuyla, aman abi bi iş gelir başıma korkusuyla sesini çıkarmayan bir nesiliz genelde. internette niklerin arkasına saklanıp sözlüklerde bloglarda yazmaktan öte bişey yapmayan.

bu yüzden bence yapan kadar bilip susan da suçlu. devlet asker ergenekon polis her ne skimse birini öldürmek isteyeceği zaman halktan korkmuyorsa o zaman bence vatandaş olarak bizler de suçluyuz diye düşünüyorum.

Spicoli dedi ki...

Eylem konusu enteresan, cünkü bu eylemlere katilimin büyük oranda insan psikolojisindeki "ulan ben de tepkimi göstereyim de yük benden kalksin"dan ya da daha farkli tali beklentiler ve gösterislerden fazla bir sey ifade ederek yapildigini düsünmüyorum.

Bugün bana diebiliosan ki "o eylemlere katilanlarin %90`inin net ve sadece Hrant Dink cinayeti ve benzeri olaylardaki perdelerin kalkmasini istediklerinden ve daha önemlisi kalkacagina da inanclarinin tamligiyla o eylemde bulundugunu", o zaman haklisin derim.

Ne eylemler yapildi bu ülkede, her gece isiklar söndürüldü, dönüp karsindaki sikine takmadikca kendi kendine eglenio oluosun sonucta. Diyalekt önemli.

Ayrica Cagan Irmak iyi güzel hos dio da birkac kisi arasinda gecen kücük bir mevzuyla bu gibi büyük konjonktürlü bir olayi kiyaslamak ve ortak cikarimlarda bulunmak cok dogru deil bence.

Benim en zayif yanim sadece bir cözüm öne sürememem. Düsüncelerim naif, o kadar ki böyle masum insanlarin ölümü üstüne az bile olacak olsa- ki cok olacaktir- suistimal edilme ihtimalinden aliyor temelini, boguyor beni. O pislikler de biraz naif olsa zaten böyle sorunlar ortaya cikmaz. Diyalektik görüldügü gibi burda da önemli.

sedürt dedi ki...

hemen basit bir örnek. türkiyede bir sürü adam öldürdü polis dur ihtarına uymadı falan diye. bir sürü adamı haksız yere dövdü.hiç birşey olmadı gitti burada. yunanistanda bir kişi öldü polis kurşunuyla ayaklanma çıktı ülke çapında. bence bilip de susmakla susmamak arasında fark bu. mesele olayın büyük konjüktürlü olmasıymış falan değil. çünkü sınırın öteki tarafında görüyorsun bilip de susmayanı. mesele tamamen halk olarak sinmişlikle ilgili. hrant dink öldürüldüğünde bu olayı protesto etmeye birkaç bin kişi gidiyorsa bu asıl mesele. polis kurşunuyla bir insan haksız yere öldürüldüğünde bi doğru dürüst protesto gösterisi bile yapılmıyorsa bu asıl mesele. sivil toplum örgütleri çıkıp devletten hesap sormuyorsa bu asıl mesele.

neticede hesap sormak lazım devletten. ama demokrasiyi pek anlayamadık galiba hala.sanırım yüzyıllarca padişahla yönetildiğimizden hala bi padişahım çok yaşa, devletim çok yaşa diyesimiz var onlar ne yaparsa yapsın.

neyse yorumlarda baya farklı konulara girdik blog post'u tadında oldu burası da güzel oldu.

ksp dedi ki...

Bence bu sorunun temeli için o kadar eskilere gitmiyor.Bu ülkede demokrasi tam kazanılıyor derken her darbe bu girişimi sıfırladı.Asker korkusuyla yaşayan bir demokrasi olamaz.Yolda yürüyen simitçiye idam cezası veren, suçlu suçsuz her adamı içeri alıp işkence yapan bir zihniyet insanları o kadar korkutmuş ki, bırak eylemi,olayı tepki göstermesinin bile yanlış olduğunu düşünüyor genel olarak o dönemin insanları. Biz de öyle bir neslin yetiştirdikleriyiz.Bize verilen ilk öğütleden bi tanesi "Aman oğlum-kızım! olaylara karışma" idi.Olayın ne olduğunu kimse anlatmadı.Sadece karışılmaması gerekliydi. Tepkisizliğin nedeni bu olabilir bence.

Spicoli dedi ki...

Yani ben de diyorum ki burda eyleme katilanlarin hepsi dahi zaten birincil amacla katilmiyor eyleme. Askerin vaktiyle insanlari sindirmesiyle ilgili olabilir bilemiorum.

Bir de 2 olay arasinda söyle de bir fark var, birinde devleti temsilen bir adam kalkip halkin kendisini hic yerine vuruyor, herhangi bir süphe detay szö konusu degil, net. Bu mevzuda ise olay biraz cetrefilli, bir kere toplumun en az yarisinin umurunda degil mevzu. Yine hatri sayilir bir kesimse konudan birak sikayetci olmayi, memnun lan herif memnun. Toplum bu konuda alacali yani. Yine de bir sinmislik var, bunun aksini idda etmek sacma olur.

Sheed dedi ki...

---spicoli'ye kitap önerisi---

der vorleser/okuyucu - bernhard schlink

"ortak suç" kavramı -eğer öyle bi kavram varsa- ya da suçun ortaklaşa sorumluluğu konusunda yeni fikirler filizlendirme gibi bi misyon edinebiliyor..

iletişim yayınları'ndan çıkmıştı heralde.. bende türkçesinin sadece fotokopisi var, bulamazsan onu verebilirim ;)

ha bi de ilk bölüm çok alakasız gelecektir, okumaya devam et.. mahkeme işin içine ikinci bölümle birlikte giriyor..

Spicoli dedi ki...

Tesekkür ederim Cem. Kafami, "Bir Gencin Drami: Patoloji" den kaldirabilip, Seytan Yemini`ni bitirince dikkate alicam.