24 Eylül 2008 Çarşamba

Ustalara Saygı Kuşağı - 3

The King of Swing - Pete Sampras


Cok büyük bir isim Pete Sampras. Bugün hala bircoklari tarafindan tüm zamanlarin en iyi teniscisi olarak kabul edilen, benim hayatimda da önemli yeri olan, büyük bir isim. Ustalara Saygi kusagi yapmaya karar verdigimizde ilk aklima gelen de onun ismiydi. 

Ailesi Yunan göcmeni olan Pete, Washington D.C. de dogar. Iyi ki evlerinin bodrumunda bir tenis raketi vardir da 7 yasinda tesadüf eseri onu bulur. Daha sonralari topu duvara vurarak saatlerini gecirir, o raket parcalayan servislerin temellerini daha o bodrumda atmaya baslar; fakat yine  7 yasindayken ailesi California`ya tasinmasa Pete bu günlere gelme sansi bulur muydu, sanmiyorum. Neyse, dedigim gibi tenis oynamak icin iklimi daha müsait olan California`ya tasinirlar. Burada daha cok tenis oynama sansi bulur Pete, hatta kücüklük idolu Rod Laver ile 11 yasinda tenis oynama sansi bulur. Simdi düsününce, nerden baksaniz sansli da cocukmus hani. Ailesinin Peninsula Racquet Club`a katilimiysa onun kariyerindeki en önemli noktadir bana göre, cünkü burada Peter Fischer ile tanisir ve Fischer onun tek el backhandler konusunda gelismesine yardimci olur, bu da tabii cim kortlarda süratle gelen topu karsilamak acisindan cok önemli bir nokta. Pistol Pete`in 7 Wimbledon sampiyonlugu kazanmasinda servis-vale oyunlari ve aceleri kadar olmasa da cok önemli bir faktör olmustur.

16 yasinda profesyonel olur ve 17 yasinda ilk Grand Slam`ine ,US Open`a,katilir.  2. turda son sampiyon Mats Wilander`i 5. sete kadar zorlayarak gelecegi hakkinda ipucu vermistir. Ertesi yilsa yine ayni yerde, US Open`da, ilk Grand Slam`ini kazanir, hem de finalde bir baska genc ve parlayan yildizi, 19 yasindaki Andrea Agassi`yi yenerek.Böylece US Open`i en genc yasta kazanan erkek tenisci ünvanini da alir. Finalde yendigi Agassi ile aralarindaki, 90li yillara damgasini vuran müthis rekabette böylece baslamis olur. Bu rekabet özellikle 95 yilinda iyice büyümüstür. Iki tenisci de sene icinde birkac kez 1 numaraya yerlesmis, iki sporcu da Davis Cup`a ancak digeri katilirsa katilacagini aciklamistir. Zira ikisi de yaklasan Roland Garros öncesi yorulanin yalnizca kendisi olmasini kabul etmeyecektir. Ikisi de katilir ve Amerika o yil sampiyon olur Davis Cup`ta. Daha sonralari bu ikilinin kariyerlerinde yaptiklari maclarin toplamina bakildiginda 34 macin 20sini Pistol Pete`in kazandigi görülür. Zaten döneminde oynamis bircok eski 1 numaraya karsi da toplam maclara baktigimizda üstünlügü vardir.
1991 ve 1992 yillari basarisiz gecirilen yillardir Pete icin; fakat kariyerinde cok önemli yerleri vardir.1992de en büyük basarisi yine US Open`da final oynamasidir. Daha sonralari o finali kaybetmenin kariyeri acisindan bir uyanis oldugunu ve nasil 1 numara olunacagini anlamasini sagladigini söylemistir. Bu da bize bu yillarin önemini gösteriyor.

Kariyerinde bircok unutulmaz mac vardir. 1995 yilinda  Australia Open sirasinda yakin arkadasi ve antrenörü Tim Gullikson hastalanir ve Amerika`ya geri götürülür. Jim Courier ile yaptigi ceyrek final macinda,setlerde durum 2-2 iken ve son sete girilirken, seyircilerden birinin "kocun icin kazan pete" diye bagirir. Pete o son sette aglaya aglaya oynar ve Tim Gullikson icin kazanir.

1996 da US Open ceyrek final macinda hasta olmasina ve mac esnasinda 2 kez kusmasina ragmen Alex Corretja`yi yener ve daha sonra da sampiyon olur. Yine 1996`da Wimbledon`da ceyrek finalde Richard Krajicek Pete`i yener ve 24 maclik yenilmezlik serisine de son vererek, o yil Wimbledon sampiyonu da olur daha sonra. Buradaki önemli nokta ise, Krajicek`in o yil Pete`i yenememis olmasi durumunda ve olasi bir Sampras sampiyonlugu halinde Pete`in daha sonra takip eden yillardaki 4 sampiyonlugunu da düsününce 8 yillik bir Wimbledon egemenliginin, yani inanilmasi güc birseyin, esiginden dönüsüdür. Su an bu konuda hala rekor Willie Renshaw`in elindedir,6 kez üstüste sampiyonlukla. Toplam sampiyonluk sayisinda da 7 ile rekoru Pete ile paylasir Renshaw.


Tüm basarilarina genel hatlariyla bir göz atacak olursak:

14 Grand Slam sampiyonluguyla bu alandaki rekoru hala elinde bulunduruyor. 5`i US Open, 2`si Australia Open, 7`si de Wimbledon`dir.Roland Garros`da ise en büyük basarisi 1996 da oynadigi yari finaldir. Bizzat izledigim bir ropörtajinda, zannederim 2002 idi, ilk turda elendikten sonra  söyle demistir: "Hayatim boyunca Roland Garros`a eksiksiz ve en iyi bicimde hazirlandim; ama hep bir aksilik cikti. Bundan sonra Roland Garros`un adini bile duymak istemiyorum."

Kariyeri boyunca kazandigi turnuvalardan 43,280,489 $ hasilat yaparak bu alanda da bir rekora sahiptir.1993 yilinda bir ATP tour sezonunda 1011  ace ile baska bir rekor da kirmistir.1993 ve 1998 yillari arasinda 6 kez ATP tarafindan Player of the Year secilmistir. 17 Temmuz 2007 de International Tennis Hall of Fame`e girmistir. 

Pistol Pete kariyerine US Open 2003 ün acilisinda  son vermistir, herseyin basladigi yerde.

Bu büyük ustaya sonsuz saygilar sunarim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

izlediğim en iyi tenisçi.hatırlarım da her karşılaşmalarında agassi sempatikliği sayesinde tüm tarafltarları arkasına almasına rağmen,ısrarla sampras ı tutardım.sanırım bunun sebebi de hangi spor olursa olsun,fundamental ı ve zekasını ön plana çıkarark oynayan sporcuya hep daha bi sampati ve saygıyla bakmışımdır.bu iki özelliği tenis sporunda düşündüğümde de aklıma ilk gelen isim kendisi.